15 Nisan 2016 Cuma

Elveda Güzel Vatanım, bende nasıl izler bıraktı?

Utanarak söylüyorum, kitap yaklaşık 3-3,5 ay elimde dolandı, normalde yarım bırakmam gerekirdi, ama Ahmet Ümit'e olan saygım ve sevgim nedeniyle bunu yapamadım. O başucumda bitmeyi beklerken, araya başka kitap da alamadım. Bu durum bende büyük bir sıkıntı yarattı ne yalan söyleyeyim. Sonlara doğru dayanamayıp araya Zülfü Livaneli'nin Yaşar Kemal'ini sıkıştırdım. Bir günde okuyup biraz nefes aldım da 527 sayfalık kitap nihayet geçen hafta son buldu.

Çok enteresandı bu okuma serüvenim. Çünkü kitabı ne zaman elime alsam keyifle okudum her seferinde, ama kapattıktan sonra tekrar devam edesim gelmedi bir türlü! Bu değişik bir durum. Zira bir kitabı sevmezseniz okuyamazsınız zaten, oysa ben bu kitabı elime aldığımda okuyabildim, ama dedim ya elimden bırakınca kitap beni çağırmadı!  Ahmet Ümit kitabını normalde bir solukta okumalıydım! Anlatım dili bütün sinematografik ögeleriyle yine muhteşemdi, yine kıvraktı, yine okurken sahneler gözümde canlanıyordu, peki neydi beni bu kitaba karşı bu kadar uzak tutan şey? Bu soruyu düşündüğümde aklıma şu yanıt geliyor:
Sanırım kitabın kurgusu beni yordu! Bir o zaman, bir bu zamana gitmek canımı sıktı, kitapta beni meraklandıran pek bir unsur yoktu, dolayısıyla kapağı kapattığımda tekrar okuma hevesim uyanmadı. Ve bence - tabii ki bu benim yorumum- kitapta Ester'e mektuplar olmasaydı, ben bu kitabı müthiş bir tarihi roman olarak 3 ay değil 3 günde bitirebilirdim!

Tabii ki ne demek istediğimi kitabı okumayanlar anlamamış olabilir; “spoiler” vermeden şöyle özetleyeyim:

Kitapta anlatıcı kişi Şehsuvar Sami, kendisi eski bir İttihat'çı. 1926 yılındayken, öldürülmek korkusuyla Pera Palas'ta yaşamaya başlıyor. 16 gün boyunca her gün, Paris'te yaşayan, asla kavuşamadığı sevgilisi Ester'e mektuplar yazıyor. Bu mektuplarda 1906'dan 1918'e kadar olan süreçte yaşadıklarını anlatıyor. Bu anlatılar aslında İttihat ve Terakki'nin de tarihini roman tadında okuyucu ile buluşturuyor.

Yani kitapta 3 katman var diyebiliriz. Birincisi Şehsuvar Sami'nin Ester'e aşkı ve kişisel dünyası, ikinci katman İttihat ve Terakki'nin tarihsel sürecinde yaşanan önemli dönüm noktaları ve bu anlamda çeşitli hikayeler, üçüncü katman ise Şehsuvar Sami'nin 1926 yılında yaşadıkları. Ben açıkçası Şehsuvar Sami'nin mektuplarında Ester'e olan sevgisini ifade edip, pişmanlığını çeşitli biçimlerde dile getirmesinden çok sıkıldım, bence bu biraz tekrara kaçmaktı. O aşkın derinliğini 45 tane mektup okumama rağmen hiç hissedemediğim gibi, kitabın sonlarında Ester'li satırları atladığım da oldu. Kitapta beni ilgilendiren kısım gerçekten de İttihat ve Terakki'ydi, zaten kitabın tanıtımı da bu yönde yapılmıştı; dolayısıyla aşk olayı bu kitapta bana kalırsa gereksiz bir süslemeydi.

İttihat ve Terakki hakkında çok şey öğrendim kitaptan, Ahmet Ümit cidden çok geniş bir araştırma yapmış, bu anlamda kendisine teşekkür ederim. Emeğine saygım sonsuz. Keşke tekrara düşmeden aşkı bir yan unsur olarak kısaca anlatsaydı ve keşke bu kadar kısa aralıklarla zaman sıçramaları yaparak beni yormasaydı; dediğim gibi bu kitabı 3 günde bitirebilirdim.

Bu benim değişik bir okuma deneyimim oldu, belki aranızda bu kitabı çok sevenleriniz de olmuştur, açıkçası yorumlarınızı merak ediyorum.


Kimse kitapsız kalmasın diyor ve kaçıyorum bu günlük, sevgiyle...

18 yorum :

  1. Hislerime tercüman olmuşsunuz. Ben de kitabı okumaya ara verdim bir kaç kez. Ahmet Ümit' i çok sevdiğim için bitirdim. Ester mektupları beni de çok yordu. Sürekli aynı şeyleri söylüyormuş gibiydi. Bu da romanı gereksiz uzattı. Ahmet Ümit' in tüm romanlarını okuduğum için bir tespit yapacağım. Kitapları 400 sayfayı geçince fazla detay yazıyor ve okuyucuyu yoruyor. Sonlara doğru Ester devreden çıkınca roman çok güzel ilerlemeye başladı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitapla ilgili okuduğum yorumlarda genel olarak böyle bir şeye denk gelmedim, hatta bende mi sorun var acaba diyordum, demek ki yalnız değilmişim. Teşekkürler yorumunuz için.

      Sil
  2. Babı Esrar ile Ahmet Ümit'e hayran oldum ve sonrasın iki kitabını daha edindim, bu kitap yok onların arasında ama acelesi de yok sanırım. İttihat ve terakki beni de anlatımınızdan dolayı cezbetti.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben tarih okumayı sevmiyorum, ama tarihi roman okumayı seviyorum. Dolayısıyla İttihat ve Terakki hakkında cidden değerli bilgiler edindim kitap sayesinde. Teşekkürler yorumunuz için.

      Sil
  3. Açıkçası almayı düşündüğüm ama hep ertelediğim bir kitaptı. Yorumundan sonra dahada kafam karıştı. Almam heralde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence alın, çünkü ddiğim gibi bu benim okuma serüvenimdi, sizinki farklı olabilir. Sevgiler.

      Sil
  4. Ahmet Ümit kitaplarının hiç birine hayır diyemem. :) Bu kitabı okumadım ama yazar için bile severek okuyacağıma eminim. En kısa sürede okuyacağım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de Ahmet Ümit'i çok seviyorum, zaten kitabı sevmedim diyemem, farklı bir tadı vardı diyelim :)

      Sil
  5. Ahmet Ümit'i bu blog sayesinde tanıdım . O yüzden bu seriye devam etmek benim boynumun borcu :D

    YanıtlaSil
  6. Kitabı okudum. Seninle aynı görüşte değilim. Bence tekrara düşmeden, çok iyi işlemiş aşkı. Ama senin de bu yanını seviyorum. Göremediğimiz şeyleri görüyor ve bunu çok iyi ifade ediyorsun :) Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Önemle olan zaten aynı görüşte olmamız değil ki, birbirimizi anlamamız ve saygı duymamız :)
      Sevgiler

      Sil
  7. Son güncemi yazdıktan sonra yeni yazınızı gördüm. İnanılmaz bir şekilde benzer duygular yaşamışız. Hadi sizinki biraz kafa yoran ve daha çok sayfalı bir kitap. Bende takılan Elif Şafak'ın "İskender"'i çerez kalır sizinkinin yanında. Üstelik siz yine bitirebilmişsiniz. Ben daha üçte birindeyim. Ahmet Ümit'e gelince bir iki kitabını okudum ama bahse konu "Elveda Vatanım"'ı okumadım henüz. Kalın sağlıcakla :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen böyle oluyor, Elif Şafak'ın "Baba ve Piç" kitabı bende yarım kaldı mesela , birgün tekrar başlamayı umuyorum:) Üzlüyorum aslında bir kitap yarım kalınca, dolayısıyla kendimi zorluyorum bitirmek için, bu da doğal olarak kitap okuma keyfini etkileyen bir şey...
      Ne diyelim, en büyük sorunumuz bazı kitapları zor okumak olsun:)

      Sil
  8. Bazı kitaplar bende de aynı etkiyi yaratıyor. Sevmediklerimi hemen bırakırım, okumam. Ama kimilerini tam da anlattığın gibi okurken okuyorum ama bırakınca elime alasım gelmiyor. Çok uzuyor bu sefer de.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ama yarım bırakınca üzülüyorum bir taraftan da, yapacak birşey yok :)

      Sil
  9. Okumaya başladığım kitabı yarım bırakmayı kendime yakıştıramıyordum, ilk önceleri. Sonra kendime işkence edip kitap okumaktan uzaklaşacağıma hoşuma gitmeyen kitabı yarım bırakmayı tercih ettim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında en güzeli, ben yazara göre davranıyorum bu durumda. Yani yazar benim için özel değilse kitabı yarım bırakıyorum, aksi durumda ise zorla da olsa bitiriyorum kitabı :)

      Sil